kırmak

kırmak
-ar -i
1. 打碎, 砸碎, 劈开, 碾碎, 打破; 毁坏: taşları \kırmak 砸石头 odun \kırmak 劈劈柴 arpayı \kırmak 把大麦碾碎 rekor \kırmak 打破纪录 Tabağı düşürüp kırdım. 我失手打碎了盘子。Çocuklar fidanları kırmışlar; bahçıvan eşek başı mı? Niçin önlememiş? 孩子们把花苗都搞坏了, 花匠是干什么吃的?为什么不去制止他们?
2. 破开, 弄开, 掰开: ekmeği \kırmak 掰面包
3. 弄断, 挣断, 挣开: İki genç, kıracasına küreklere dayandılar. 两个年轻人挥舞着铁锹, 似乎要把锹铲断了。Yular sağlam olmazsa kırıp kaçar. 要是缰绳不结实, 它会挣脱缰绳跑掉的。
4. 叠成某种形状, 裁纸: forma \kırmak 裁切印张
5. 使骨折
6. 转́ 粉碎, 打垮, 击溃: direncini \kırmak 粉碎抵抗 hevesini \kırmak 使希望破灭
7. 使大批死亡: Bu yıl soğuk hayvanları kırdı. 今年严寒冻死了大量的牲畜。
8. 转́ 减少, 降低: Fırma verdiği teklif fiyatını son dakikada bir yüzde yirmi daha kırıyordu. 该公司在最后一刻将报价减少了20%。Fiyatı çok kırdınız; hiç değilse ana parasını verin. 你们把价钱压得太低了, 至少你们应该给个本钱吧!
9. 将(证券、票据等)贴现: Banka senedi kırdı, parayı ödedi. 银行将票据贴现, 付了钱。
10. 转́ 使减弱, 使减轻: Güneş soğuğu kırdı. 太阳驱散了寒气。
11. 得罪, 驳面子: Ben kimseyi kırmak istemem. 我不想得罪任何人。O beni kırmak istemez. 他不会驳我的面子。Sizi kıramayacağım için daveti kabul ettim. 我接受邀请是因为我不想驳您的面子。
12. 【棋】吃棋子
13. 转́ 捞钱: Bu işten milyon kırdı. 他从这笔买卖中捞了一百万。
14. 使改变方向: direksiyonu \kırmak 打方向盘 dümeni sağa sola \kırmak 向左右打舵 Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru küracaksınız ki, bisiklet doğrulsun. 车向哪一边斜, 您就将把往那一方打, 这样自行车就正了。
15. 俚́ 走开, 滚开; 溜走: Kır boynunu! (或 dümeni!) 滚开!走开!O çoktan kırdı. 他早就溜了。
16. 使折射
◇ kırdığı koz (或 ceviz) kırkı (或 bini) aşmak 不断做不合时宜的事, 常干无礼的事 -i kırıp dökmek (因不小心或生气将许多东西)弄坏, 毁坏, 砸坏: Kaşla göz arasında ellerine geçirdiklerini kırıp dökmeye köyulmüşlardı. 转眼间, 他们开始打砸他们能拿到的东西。-i kırıp geçirmek 1) 烧杀掳掠, 大肆毁坏, 斩尽杀绝, 毁灭, 灭绝: O sene bulaşıcı bir hastalık insanları kırıp geçirmişti. 那一年, 瘟疫肆虐, 使许多人丧命。 2) 行为放肆使人愤怒 3) 言行有趣让人笑得喘不过气来: Anlattığı fıkralarla hepimizi kırıp geçirmişti. 他讲的笑话让我们大伙儿笑得直不起腰来。 4) 使惊奇, 使惊羡: Bir şarkıcı var, Ali'yi kırıp geçiriyor. 有一位歌唱家让阿里称羡不已。kırıp sarmak 殚精竭虑, 尽心竭力, 全心全意
◆ Kır boynunu! 滚开!走开!

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • kırmak — i, ar 1) Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak Taşları kırmak. Bardağı kırmak. 2) İri parçalara ayırmak 3) nsz Belirli bir biçimde katlamak Forma kırmak. 4) Öldürmek, yok olmasına neden olmak Bu yıl soğuk hayvanları kırdı. 5) Bir şeyin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırmak — kazımak, bir şeyi kökünden çıkarmak; kırmak, II, 7. 24, 401, 406 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kalp (veya kalbini) kırmak — gönül kırmak Okuyucularımın hakkını yiyor hem de öteki genç okuyucularımın kalbini kırıyorum. O. V. Kanık Hak yemek, kanuna aykırı bir şey yapmak, kalp kırmak korkusuyla bir türlü iş göremezdi. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ceviz kırmak — yanlış tutum veya davranışta bulunmak, hata yapmak Onun kırdığı cevizler artık haddini aştı. O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • direksiyon kırmak — aracı istenilen yöne çevirebilmek için direksiyonu o yöne döndürmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fertik çekmek (veya fertiği kırmak) — kaçmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gerdan kırmak — 1) naz ile boynu başla birlikte iki yana oynatarak kırıtmak Avrupa tiyatrosunda işveli gerdan kırışları, meşhur kantolarıyla, ortalığı kırıp geçirdiği zamanlar! A. İlhan 2) mec. boynu, başı geriye oynatarak büyüklük taslar bir durum almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kirişi kırmak — argo bulunduğu yerden ayrılmak, kaçıp gitmek Ama şimdi derhâl giyineceksiniz ve kirişi kıracaksınız. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • koz kırmak — 1) oyunda elindeki kozlardan birini kullanmak 2) mec. yanlış tutum içinde bulunmak Zavallının iratlarında oturan kiracılarla uğraşarak kırmadığı koz, çevirmediği dolap kalmıyordu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kulunç kırmak — ağrıyan yeri ovmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurdunu (veya kurtlarını) dökmek (veya kırmak) — çoktan beri özlediği bir şeyi bol bol yapıp hevesini almak Daha sonra Paris te kurtlarını dökmeye gelen her milletten insanlara rastladık. B. R. Eyuboğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”